Paü Psikoloji
10 Kasım 2015 Salı
Sinir Sistemi ve Beyin
Sinir sistemi organizmayı oluşturan diğer sistemler gibi vücut dengesinin korunmasına katkıda bulunur ve dış ortamın algılanması çevreyi etkileme, öğrenme, hatırlama, duygu ve düşünce üretme potansiyeliyle ruhsal ve sosyal dengenin korunmasına katkıda bulunur.
Kavramlar
Sinir Hücresi : Sinir sisteminde haberleşmeyi sağlayan temel hücresel bileşimdir.Diğer hücrelerden ayrılan yönü elektro kimyasal sinyal iletişimini gerçekleştirmesidir.Bir sinir hücresine nöron denir.
Soma (Gövde) : Hücre gövdesidir.Sinir hücrelerinde bulunur.Diğer hücrelerde olduğu gibi hücre çekirdeği sitoplazma ve organeller bulunur.Sinir hücrelerinin iki farklı tipleri vardır.
a-) Dentrit : Gövdeden çıkan ağaç dallarını andıran çok şekilde, çok sayıda dallanmalara sahiptir.Diğer nöronlardan gelen sinyalleri alırlar ve sinaptik aralıkta sinir hücresinin gövdesine ileten bir işlemcidir.
b-) Akson : Sinir hücresi gövdesinden sadece bir akson ayrılır.Dallanma göstermeyen stoplozmik uzantıdır.Dentritlerle alınan uyarıların gövdeden uç kısma taşınmasını sağlarlar.Aksonların uç bölümlerine ''akson sonlanması'' denir.Düğme şeklinde genişleme gösterdikleri için uç düğmeleri olarakta adlandırılır.Boyları değişkendir.Mesela kaslarımızı kontrol eden sinirler vucüdumuzun en uzun sinir liflerindendir.Aksonların bir kısmı miyelin adı verilen yağ içeriği yüksek bir kılıfla sarılmıştır.Bunlara ''miyenli lifler'' denir.Miyenli liflerde akson boyunca miyelinli alanların arasında kalan ranviyel boğumları denilen bölgeler bulunur.Sinir hücresinde oluşan sinyaller miyelinli akson boyunca ranviyel boğumlarında yeniden oluşarak ''sıçrayıcı'' karakterde ilerler.Bu da iletiyi hızlandırır.
Sinir lifinde ileti hızını arttıran diğer bir özellik sinir lifinin çapıdır.Çap büyüdükçe ileti hızı artar.Kasları uyaran sinirler iletinin hızlı olduğu miyenli ve büyük çaplıdır.Ağrı duyusunu taşıyan lifler daha küçük çaplı ve miyelinsizdir.
Sinir sisteminde farklı tipte sinir hücreleri bulunur.Bunlar yapısal açıdan şu sınıflara ayrılır.
* Ünipolar
* Bipolar
* Sahte ünipolar
* Muntipolar
* Aksansuz nöronlar
Gangliyan ( sinir düğümü ) : Beynin ve omuriliğin dışında yer alan sinir düğümleri sinir hücresinin gövde kısmını barındıran küçük kitlelerden oluşan sinir dokularıdır.Çoğuluna gangliya denir.
Merkezi Sinir Sistemi ( Beyin , Omurilik )
Perifelik Sinir Sistemi ( Çevresel ) : Vücudun uç kısımlarında yer alan sinir sistemidir.Isı, basınç gibi duyuları algılamamızı ve onlara gereken algıları vermemizi sağlar.Bilinçliyken algı ve tepkilerimiz bilinçlidir.
Otonom Sinir Sistemi : Vücudun iç dengesini koruyarak yaşamın devamını sağlar.Bilinçliyken istemimiz dışında çalışır.
Aksiyon Potansiyeli : Sinir uzantılarında uyarıların gidip gelmesini sağlayan elektriksel sinyallerdir.
Motor Nöron : Hareketi sağlayan sinir hücresidir.
Afferent nöron : Duyusal sinir hücreleridir.İçten ve dıştan gelen uyarıları algılarlar.Deri-kas-eklem-duyu organları ve organlardan gelen uyarıları merkezi sinir sistemine iletir.
Afferent nöronlar hareketi sağlayan sinir hücreleridir.Uygun kas hareketinin yapılmasını sağlarlar.Gelen emirleri kaslara ve salgı bezlerine ulaştırırlar.
Gri madde : Sinir hücrelerinin gövdeleri, dentitleri, aksomuçları miyelensiz aksonlar nöroglayalar burada bulunur. ( nöroglaya : merkezi sinir sisteminde nöronlar dışındaki hücrelere denir.Sinir hücrelerinin sayısından daha fazladırlar )
Arka Boynuz : Omurilikteki gri maddenin arkasında bulunur.Somatik ve otanatik duyu sinirlerinin çekirdekleri buradadır.
Ön Boynuz : Omurilikteki gri maddenin ön tarafında bulunur.Somatik motor çekirdekleri buradadır.İskelet kasların kasılması için sinir uyarıları oluşturur.
Beyaz Ak madde : Miyelinli aksonları içerir.Miyelin kılıfının beyazımsı rengi nedeniyle beyaz ak madde denilmiştir.
Beyin Zarı ( Meningez ) : Beyini ve omuriliği saran üç katlı zardır.
Duramater ( Annezarı ) : Sert ve güçlüdür.Zarın en dıştaki tabakasıdır.Yoğun, düzensiz bal dokusundan oluşur.Kafatası kemiklerinin iç yüzeyine tutunur.
Aroknoit madde : Örümceksi zar demektir.Zarın orta tabakasıdır.Hassas kolojen lifleriyle bazı esnek lifler bir örümcek ağı gibi beyni ve omuriliği çevreler.Damarsızdırlar.
Piyomadde : Zarın en içteki tabakasıdır.İnce, şeffaf bağ dokusu beyin ve omurilğe yapışmıştır.
Pans ( Köprü ) : Nörotransmitter mediyatör uyarıları ileten hücreler iki sinir hücresi arasındaki bağlantıyı sağlayan kimyasal maddelerdir.Öncelikle seratınin olmak üzere henüz yapısı tam olarak açıklanamamış binlerce madde nörotransmitler olarak görev yapar.
Astcendik (Sensörü - Tıraç ) : Tırmanan, çıkan, yükselen duyusal yol aksonlardan oluşan sinir uyarılarını beyne ulaştıran bir demettir.
Descendik ( motor ) : Tıraç, inen hareket yolu, aksanlardan oluşan bir demettir.Beyinden gelen uyarıları ilgili organlara taşır.
Sinaps : Nöronlar arasındaki bağlantı noktası, aralık, boşluktur.Sinapslarda piresnaptik tarafa oluşan aksiyon potansiyeli mediyatör salınımına yol açar.Salınan mediyatörler passinaptik res ........... bazı iyon kanalları aktive eder ve pessinoptik zarda elektriksel potansiyel değişikliğine yol açar.Sinoptik geçişi sağlayan ( transmision) mediyatörler nöronlar arasındaki ilişkiyi düzenleyen temel öğelerdir.30 kadar nöromidyatörün varlığı bilinmektedir.
Sinir Sistemi
İnsanın vücut ağırlığına göre oranı % 2 olan insan vücudunun en karmaşık sistemidir.Çok hücreli canlılarda ileri düzeyde farklılaşmış bir takım ileti ve işaretleri çevreden organizmaya ya da vücudun bir kısmından bir kısmına taşımakla görevli bir sistemdir.
Bir sinir yüzlerce ya da binlerce aksondan oluşan bir demettir.Sinir hücrelerini oluşturan hücrelere nöron denir.
- Basit ya da karmaşık her tür davranış beynin değişik bölgesinde yer alan bir grup sinir hücresinin etkinliği ile gerçekleşir.
- Beynin çalışabilmesi için nöronlar arasında iletişim olması gerekir.Bu da aksiyon potansiyelleri denilen elektriksel sinyallerle sağlanır.Sinir sistemi vücudun elektrokimyasal ağıdır.
Görevleri
* Duyuları Algılama
- İçten gelen uyarıları algılar.(midenin doymasını algılaması vs.)
- Dıştan gelen uyarıları algılar ( ele düşen yağmurun algılanması vs. ).
* Birleştirme-Bütünleme ( Algılanan duyuların işlenme süreci )
- Bilgiyi çözümler.Analiz eder.
- Bazı bilgileri depolar, yığar.
- Uygun yanıt, tepki için karar verir.
- Varsayımda bulunabilir ( Bulutlara bakarak yağmuru tahmin etme vs )
* Hareketi Sağlama ( Kasların kasılıp gevşemesi ve salgı bezlerinin salgı yapması )
- Algılanan duyuya göre bilgiyi yorumlayarak emir verir.
Özellikleri
- Uyarabilir.( sinir uyarıları üreterek hızlı iletişimi sağlar.Dolayısıyla vücut dokularının birbiriyle hızlı bir şekilde haberleşmesini sağlar. )
- Vücudun dengesinin ( homeostatis ) korunmasına yardımcı olur.
- Algılarımızdan, davranışlarımızdan ve hafızamızdan sorumludur.
- İstemli hareketleri başlatır.
Anotomisi
Merkezi ve çevresel olmak üzere iki bölümde ele alınır
A- Merkezi Sinir Sistemi
Beyin : (Serebroom) Beyin üzeri girintili çıkıntılı iki yarım küreden meydana gelir.Sağ yarım küre vücudun sol, sol yarım küre ise vücudun sağ tarafını yönetir.Her yarımküre frontal, periyatol, temporal ve apsipital olmak üzere dört ana lobtan oluşur.
Her birinin farklı işlevi vardır.Kafatası boşluğunda yer alan ağırlığı 1300-1400 gram olan beyin yüz milyar nöron ve trilyonlarca ''gliya'' denilen destel hücrelerinden oluşur.
Beyni koruyan yapılar şunlardır.
- Kalın ve saçlı deri (skalp) ile altındaki kas ve fasya
- Tabula interna ve tabula eksterna denilen tabakadan oluşan kafatası
- Beyin, omurilik ve menin denilen üç tabakadan oluşan zarla koruma altına alınmıştır.Beyin enerjisini glikozun yakımından sağlar.Oksijensiz ya da glikozsuz kalırsa çalışamaz ve hücrelerde hasarlar oluşur.
Nöronun Yapısı ve Özellikleri
Vücudun içinden ve dış çevreden gelen uyarıları merkezi sinir sistemine, merkezi sinir sisteminde oluşan uyarıları da organlara iletir.
Vücuttaki diğer hücrelerden farklı yapıdadırlar.Bulundukları yere göre şekil ve kimyasal içerikte olabilirler.
Hücre gövdesi, dentritler ve akson olmak üzere üç kısımdan oluşur.
Hücre Gövdesi : (Soma) Sinir hücresinin en dış kısmıdır.
Dentrit : Hücre gövdesinde ağaç dalları gibi uzanan kısa uzantılardır.Bazı aksonların üzeri miyelinden oluşan kılıfla kaplıdır.Bu kılıf hem uzantıyı korur hem de veri kaybını önler.Böylelikle uyarılar daha hızlı iletilir.Bu kılıfta hasar oluştuğunda ileti bozulur.
Vücudu telefon ağı gibi sarmıştır.Vücudun her bölgesine gelen uyarıları ilgili merkeze ve merkezi sinir sisteminden gelen konutları ilgili organlara iletir.
Duyu Sinirleri : Uyarıları merkezi sinir sistemine iletir.
Motor Sinirler : Emirleri kaslara ve salgı bezlerine ileten harekete yöneltici sinirlerdir.
Ara Sinirler : Duyu nöronlarıyla gelen bilgileri değerlendirir ve sonuçlarını motor nöronlara aktarır.
Duyu organlarımızda görme-işitme-tatma-dokunma vesaire duyularla ilgili uyarıları alan ''özel uyarı alıcıları'' vardır.Nöronlarla bağlantılı olan bu uyarı alıcıları ile ışık, ses, acı, tatlı, basınç gibi uyarılar beyne iletilir.Beyin bu uyarıları değerlendirerek gereken iletileri ilgili organlara gönderir.
Birbirleriyle ilişkidedir.Sinirler işlevin temelini oluşturup bilgi akışını sağlar.Nöronlar arasındaki bilgi geçişine ''sinaps'' denir.Bunlar değişik tip ve özelliklerde olmalarına karşı bilginin iletiminden sorumludurlar.Nöronlar kendi aralarında bağlantılar kurarak elektrik devrelerine benzeyen yollarla iletişimi sağlayıp beyin işlevinin ortaya çıkmasını sağlayan ana elemanlardır.
Genel olarak gövde ve dentrit dediğimiz gövde dalları aracılığıyla veriler alır ve bu veriler hücre içindeki genel duruma ve gelen verilerin toplam etkisine göre akson vasıtasıyla diğer nörona aktarılır.Daha sonra aksonla gönderilen bu bilgi dalları aracılığıyla bir veya binlerce nörona (veya kas ve salgı bezi hücreleri gibi diğer hücrelere ) ulaştırılır.Bu hücreler yine aynı mekanizma ile bu uyarının gerektirdiği işi yaparlar.
Sinir sisteminde nöronların yanı sıra kütle olarak merkezi sinir sisteminin yarısını oluşturan sinir hücrelerinin on katı kadar da yardımcı hücreler vardır.Bunlara ''gırya'' denir.Çok çeşitli tipleri vardır.Genel olarak nöronların ve sinir sisteminin görevini sürdürmesine yardımcı olurlar...
Oligodentrosit ( az uzantılı hücre )
Merkezi sinir sistemi içerisinde sıkıca ve yanyana dizilmiş olan aksonları birbirinden izole eden miyalin kılıfı oluşturur.Bu kılıf sinir tellerinin her birinin etrafını sararak onların elektriksel olarak yalıtılmasını sağlar.İletkenliği arttırır..
Migrogliya : En küçük gliya hücrelerindendir.Görevi sinir sistemini yabancı madde ve mikroorganizmalara karşı korumaktır.Pogosites yaparlar.(yabancı maddeleri yiyerek yok ederler )
Astrosid ( Astrogliya - Yıldızsı hücre ) :Sinir hücrelerinin beslenmesine ve kimyasal hücrelerine çok önemli katkılar sağlarlar.
NOT : Günümüzde gliyaların sinir sistemi işleyişinde çok daha önemli görevleri olduğu ortaya konulmuştur.Gliyalar öncelikle haberci molekillerin üretimi ve dönüştürülmesi olmak üzere sinir sistemi işlemlerini yürütebilmesi için destekleyici görev üstlenmektedir.Nöronların madde alışverişi yaptığı çevreyi etkileyip değiştirerek onların işlevlerinde belirgin değişikliklere yol açmaktadır.Hatta bilincin oluşumunu eplektik süreçler ve diğer geniş hücre topluluklarını ilgilendiren olaylarda gliyo hücreleri nöronlara göre çok daha önemli rol oynarlar..
1 Kasım 2015 Pazar
Kavram ve İşlevsel Tanım
Hafıza, yaratıcılık, kişilik, zeka, maddiyatçılık, kadercilik, öngörücülük,, dikkat korku ve sevgi... Psikolojinin ele aldığı konulardan bazılarıdır.Fiziksel tanımları olmayan bu soyut kavramların nasıl ölçüleceği psikolojinin bir sorunudur.
İşlevsel Tanım
İlgilenen kavramı bir sayıya dönüştürmeye yarayan tanımdır.Bir kavramı işlevsel olarak tanımlamak o kavramı ne şekilde ölçeceğimize karar vermektir.Kavramımızı yüksek kesinlik ve hassasiyetle ölçebilen işlevsel tanımların yüksek kavramsal kesinliği olduğunu söylemek mümkündür.
Edindiğimiz sonuçların güvenilir olması, ayrı koşullarda aynı sonuçları vermesi gerekir.Ayrı ölçümler duyarlı olmalı yani değişkenin farklı değerleri arasındaki ince ayrımları yapabilmelidir.İyi bir işlevsel tanım sadece ölçmek istenilen kavramı ölçmelidir.İdeal olan bir kavramı birden fazla işlevsel tanımla ölçmektir.
Kolerasyon
İki değişken arasında değişen bir ilişkinin ölçüsüdür.Birinin aldığı değer artarken diğerininki de düzenli olarak artıyorsa kolerasyon ''pozitif'' ancak düzenli olarak azalıyorsa ''negatif''tir.İki değişken arasında bir kolerasyon olması birinin diğerinin sebebi olduğu anlamına gelmez.Sadece veriler arasındaki sosyal ilişkiyi gösterir.Nedensellik ilişkisi hakkında bilgi vermez.İki değişken arasında kolerasyon gözlemleniyorsa iki değişkenden biri diğerinin sebebi olabilir, bazen de üçüncü bir değişken diğerinin sebebi olabilir.
Deney
Etkisini ölçmek istediğimiz değişken dışında her şeyi sabit tutarak bu değişkenin bir başka değişken üzerinde ne fark yarattığını saptamamıza yarar.İyi tasarlanmış bir deney şu özelliklere sahip olmalıdır:
- Yüksek iç geçerlilik olmalı
Psikoloji ve Uygulama Alanları
Psikolojik Danışmanlık
Klinik psikolojiyle yakın bir alandır.Terapi ile ilgilenir
Adalet
Adli süreçler ve suçlu psikolojisiyle ilgilenir.
Sağlık Psikologları
Toplum sağlığı ve toplum sağlığını bozucu davranışlar üzerinde dururlar.Zararlı maddeler, kanser, kalp krizleriyle mücadele gibi alanlarla ilgilenirler.
PSİKOLOGLAR ve ÇALIŞMA ALANLARI
Klinik Psikolog
Sağlık merkezlerinde bulunur.Yüksek lisans dereceleri vardır.Zorlu hayat koşulları ve etkileri, depresyon, anksiyete(korkular) üzerine çalışırlar.
Eğitim Psikologları
Öğretmenlere öğretim teknikleri üzerinde yardımcı olurlar.Öğrenim zorluğu çeken öğrencilerle ilgilenirler.
Endüstri ve Örgüt Psikoloğu
Danışmanlık hizmeti verirler.
Adli Psikologlar
Suçlulara yönelik tedavi ve davranış değişimi üzerinde çalışırlar.
PSİKOLOJİNİN TARTIŞMA KONULARI
1-) Doğa-Çevre tartışması ( Davranışlarımızın ne kadarı kalıtsal ve yapısal etkenlerden ne kadarı ise çevresel etkenlerden kaynaklanır? )
2-) Davranışların sebebi bilinçli mi yoksa bilinç dışı mıdır?
3-) Bireysel farklılıklar, evrensel kurallar.(Davranışlarımızın ne kadarı kendimize has ve özeldir? Ne kadarı içinde yaşadığımız toplumun bütününe bağlı ortaya çıkar? )
Psikoloji Bilimi Metodları
Sorulara cevap aramada en önemli kılavuz bilimsel yöntemdir ve geçerli cevapları bulmamızda yardımcı olur.Hangi yöntemin hangi bilime daha yararlı olacağını anlamak için o bilimin özelliklerini bilmek gerekir.
Psikoloji Biliminin Özellikleri
Bilimsel süreç şöyle gelişir: Bilim insanları araştırmalar ve gözlemler yapar; bulgularını paylaşmak için makalelere dönüştürürler.Bunları da yayımlatmak için yollar ararlar.Makalelerin temel formatını bilimin ilkeleri belirler.Araştırmacılar konu hakkında diğer çalışmalara da atıfta bulunurlar.Makale yayımlatmakta amaç; eleştirileri toplamaktır.
''Sözde Bilim''
Bilimsel temeli olmadığı halde bilimsel kılıf altında sunulan bilim ve pratiklerdir.Bilimsel terimleri kullanarak bir bilimsellik kisvesi oluştururlar.Bunlar hatalı, yersiz, ve dayanıksızdır.İddiaları yanlışlanamayacak mutlak ifadelerdir.Savunan kişilerin bilimsel kimliği ve süreçleri yoktur.Maddi çıkar sağlamak amacıyla bilimin toplum içerisindeki saygınlık ve meşrutiyetini istismar etmektedir.
Klinik psikolojiyle yakın bir alandır.Terapi ile ilgilenir
Adalet
Adli süreçler ve suçlu psikolojisiyle ilgilenir.
Sağlık Psikologları
Toplum sağlığı ve toplum sağlığını bozucu davranışlar üzerinde dururlar.Zararlı maddeler, kanser, kalp krizleriyle mücadele gibi alanlarla ilgilenirler.
PSİKOLOGLAR ve ÇALIŞMA ALANLARI
Klinik Psikolog
Sağlık merkezlerinde bulunur.Yüksek lisans dereceleri vardır.Zorlu hayat koşulları ve etkileri, depresyon, anksiyete(korkular) üzerine çalışırlar.
Eğitim Psikologları
Öğretmenlere öğretim teknikleri üzerinde yardımcı olurlar.Öğrenim zorluğu çeken öğrencilerle ilgilenirler.
Endüstri ve Örgüt Psikoloğu
Danışmanlık hizmeti verirler.
Adli Psikologlar
Suçlulara yönelik tedavi ve davranış değişimi üzerinde çalışırlar.
PSİKOLOJİNİN TARTIŞMA KONULARI
1-) Doğa-Çevre tartışması ( Davranışlarımızın ne kadarı kalıtsal ve yapısal etkenlerden ne kadarı ise çevresel etkenlerden kaynaklanır? )
2-) Davranışların sebebi bilinçli mi yoksa bilinç dışı mıdır?
3-) Bireysel farklılıklar, evrensel kurallar.(Davranışlarımızın ne kadarı kendimize has ve özeldir? Ne kadarı içinde yaşadığımız toplumun bütününe bağlı ortaya çıkar? )
Psikoloji Bilimi Metodları
Sorulara cevap aramada en önemli kılavuz bilimsel yöntemdir ve geçerli cevapları bulmamızda yardımcı olur.Hangi yöntemin hangi bilime daha yararlı olacağını anlamak için o bilimin özelliklerini bilmek gerekir.
Psikoloji Biliminin Özellikleri
Bilimsel süreç şöyle gelişir: Bilim insanları araştırmalar ve gözlemler yapar; bulgularını paylaşmak için makalelere dönüştürürler.Bunları da yayımlatmak için yollar ararlar.Makalelerin temel formatını bilimin ilkeleri belirler.Araştırmacılar konu hakkında diğer çalışmalara da atıfta bulunurlar.Makale yayımlatmakta amaç; eleştirileri toplamaktır.
''Sözde Bilim''
Bilimsel temeli olmadığı halde bilimsel kılıf altında sunulan bilim ve pratiklerdir.Bilimsel terimleri kullanarak bir bilimsellik kisvesi oluştururlar.Bunlar hatalı, yersiz, ve dayanıksızdır.İddiaları yanlışlanamayacak mutlak ifadelerdir.Savunan kişilerin bilimsel kimliği ve süreçleri yoktur.Maddi çıkar sağlamak amacıyla bilimin toplum içerisindeki saygınlık ve meşrutiyetini istismar etmektedir.
30 Ekim 2015 Cuma
Psikolojinin Alanları
Bilişsel Psikoloji
Algılama, öğrenme, hafıza, zeka, bilinç gibi zihinsel süreç ve ye yetilerle ilgilenir.Gözle görülemeyen zihinsel süreçleri gözlemlenebilen tepki ve davranışlar üzerinden anlamaya çalışır.
Gelişimsel Psikoloji
İnsanların zihinsel süreç ve davranışlarının hayat boyu değişimini ele alır.Çocukluk döneminin ve elde edilen deneyimlerin daha sonraki dönemlere etkilerini ele alır.
Kişilik Psikolojisi
Bireyleri birbirinden ayıran kişilik ve zeka üzerinde çalışırlar.Kişilik testleri geliştirirler.
Klinik Psikolojisi
Zihinsel hastalıklar nedenleri ve tedavileri nelerdir bunları inceler
Eğitim Psikolojisi
Öğretme ve öğrenme süreçleri üzerine çalışır.
Sosyal Psikoloji
İnsanların birbirlerine olan etkilerini, ilişkilerini ve grup içindeki davranışlarını inceler.Çeşitli kampanyalar düzenlenirken bu bilgiler ele alınır.
Kültürel Psikoloji
Kültürün insan davranışları ve düşünceleri üzerindeki etkilerini ele alır.
Endüstri ve Örgüt Psikolojisi
İnsanları iş ortamını ele alır.Liderlik, verim, performans, iş tatmini, motivasyon, ekip çalışması vs...
Nöro Psikoloji
Beynin ve sinir sisteminin insan davranışlarına etkisini ele alır.
Kontitatif Psikoloji ( Psikometri )
Ölçümleme, araştırma dizaynı ve istatiksel analizi inceler.
21 Ekim 2015 Çarşamba
Psikoloji'de Yaklaşımlar
Günümüzde yapısalcılık veya işlevselcilik düşünce okulları ortadan kaybolmuş yerini davranışsal bilişsel gibi konular almıştır.Örneğin şiddet söz konusu olduğunda biyolojik yaklaşım beyin ve sinir sistemi üzerine çalışmış, davranışsal yaklaşım çevre üzerine çalışmıştır.
Biyolojik Yaklaşım
Nörobilimsel Yaklaşım
Evrensel Yaklaşım
Psikodinamik Yaklaşım
Davranışsal Yaklaşım
Bilişsel Yaklaşım
İnsancıl Yaklaşım
Sosyokültürel Yaklaşım
Biyolojik Yaklaşım
Zihinsel süreçler ve davranışların büyük oranda biyolojik yaklaşımlarla öne sürer .Genetik faktörler, hormonlar ve beyin gibi biyolojik öğelerin etkisi üzerinde durur.
Nörobilimsel Yaklaşım
İnsan davranışlarının amacını beyin ve psikolojik faktörler üzerinde arar.
Evrensel Yaklaşım
İnsan ve hayvanların günümüzde ortaya koydukları davranışlar doğal seleksiyonun bir sonucudur.(Darwin Kuramı üzerinde dururlar )
Psikodinamik Yaklaşım
İnsanların kendi içlerindeki bilinç dışı psikolojik çatışmaları üzerine çalışırlar.Freud'a göre içsel mücadelelerin çoğu insanların doğal ihtiyaçlarının peşinden gitme isteğiyle toplumsal kurallar arasındaki çatışmadan kaynaklanır.
Davranışsal Yaklaşım
İnsanların gözlenebilir hareketleriyle davranışlarına ve bunların nasıl öğrenebildiği üzerine dururlar.Davrannışların insanların doğuştan getirdikleri özellik ve yapısallıktan çok çevreden etkilenerek öğrenirler.
Bilişsel Yaklaşım
Davranışsal yaklaşımın tam zıttına insanların zihninde olup biten tam olarak gözlenemeyen süreçlerle ilgilenir.Bilginin algılanış ve işleniş süreçleri üzerinde durur.
İnsancıl Yaklaşım
Her insanın kendine has dünyayı algılayış şekli vardır.Hayatının ve davranışlarının kontrolünü elinde tutan insanlar kendilerini geliştirmek üzere hareket ederler.Bir kişinin davranışları ancak o kişinin deneyimleri üzerinden anlamlandırılır.
Sosyokültürel Yaklaşım
Sosyal ve kültürel etkinin insan davranışlarına olan etkisi üzerinde çalışırlar.Çünkü insanların tutum ve davranışlarının oluşumunda bunlar etkilidir.Farklı kültürlerde davranışın algılanışı da farklıdır.
Eklektisizm
İnsan davranışlarını açıklarken bir çok davranışı bir arada kullanmaktır.
12 Ekim 2015 Pazartesi
Psikolojinin Tarihçesi
-19. yüzyıl ortalarında (1850) kurulmuştur.Ancak kökenleri antik yunan düşünürlerine ve batılı yunan düşünürlerine kadar inmektedir.
- Platon ve Aristo psikoloji bilimini ilgilendiren önemli soruları dile getirmişlerdir.'' İnsanların bilişsel yetenekleri doğuştan mı gelir yoksa sonradan mı öğrenilir ''.Platon bazı bilgilerimizin doğuştan geldiğini savunmuştur.Çocukların dil ile ilgili bilgiyle doğduğunu düşünür.Aristo'ya göre ise '' İnsan beyni doğuştan boş bir levhadır''
- 17. yüzyılda yaşayan Rene Descartes'a göre beyin ve zihin birbirinden farklıdır.Beyin madde zihin ruhani bir varlıktır.Beynin ve zihnin birbirinden ayrı etkileşimde olduğu düşüncesine Düalizm (ikicilik ) denir.
Franz Joseph Gall: firenolojiye ( kafatası bilimi) göre beynin farklı kısımları farklı görevler içerir.Kafatasının üzerindeki girinti ve çıkıntılarda kişinin özelliklerini , yeteneklerini anlamak mümkündür.Bilişsel psikolojide bu kuram bugün yürürlülükten kaldırılmıştır
19. Yüzyıl Düşünce Okulları
Yapısalcılık
Helmholtz kurbağalar üzerine deneyler yapmış ve dışardan gelen bir dürtünün hemen olmayan bir süreç olduğunu anlamıştır.Ancak Wilhelm Wunt psikolojiyi bilim haline getirmiştir ona göre ''bilinç'' kavramına odaklanmak gerekir.Bilinç tüm öznel deneyimlerinizi kapsar bunun için de iç gözlem metodu kullanılmaktadır.Wunt bilinci anlamaya çalışırken bir bütünü parçalarına ayırarak incelemek gerektiğini savunur.Öğrencisi Edward Titchener tarafından yapısalcılık olarak adlandırılmıştır.Gestalt, Herman Ebbinghous'a göre bilinç kadar incelenmesi gereken öğrenme ve hafıza gibi zihinsel süreçlerdir.1912'de bir grup alman filozof Wunt'un insan deneyimlerini ve bilincini parçalara bölerek inceleme fikrine karşı çıkmışlardır.Zaten Gestalt bütün demektir.Bir deneyimin bütünü onun parçalarının toplamı ile aynı değildir.Bilinci anlamanın yolu parçaları değil tüm deneyimi bir bütün olarak algılamaktan geçer.
Psikanaliz
Sigmund Freud Avusturya'da bilinçaltını araştırdı.Önceleri tüm davranışların ve akılsal deneyimlerin fiziksel temele dayandığına inanırken birkaç hastası vesilesiyle bu düşüncesi değişmiştir.Hastaları ile hipnoz yöntemi ile görüşmüş bütün problemlerin kaynağının bilinçaltındaki çatışmalar olduğunu düşünmüştür.Çalışmalarını psikanaliz başlığı altında topladı.Günümüzde geçerliliği yok denecek kadar azalmıştır.
İşlevselcilik
William James ve Stanley Hall Amerika'da ilk psikoloji laboratuvarı kurup psikoloji çalışmalarına hız kazandırmışlardır.Bilinci kendi başına çalışamayacak parçalara bölmenin bir anlamı yoktur.Darwin'in evrim kuramına paralel olarak algıların, hafızanın ya da diğer akılsal süreçlerin insanların ortamına adapte olmalarını nasıl kolaylaştırdığını araştırmışlardır.
İşlevselcilik akımı bilincin insanların karar verme ve problem çözme gibi becerilerinde oynadığı rolü ele almışlardır.
Davranışçılık
Darwin'in kuramına dayanır.İnsanları anlamak için hayvanlar ele alınmıştır.Hayvanları gözlemleyerek öğrenme, hafıza, problem çözme ve diğer akılsal süreçlerle ilgili incelemeler yapılmıştır.John Watson'a göre psikolojinin en önemli bilgi kaynağı gözlemlenebilen davranışlardır.En önemli süreç öğrenmedir.Çünkü insanlar ve hayvanlar öğrenerek çevrelerine uyum sağlayabilir.
Modern Psikoloji
Bilgisayar teknolojisinin gelişmesiyle beyindeki süreçler daha da incelenebilir hale gelmiştir.Dolayısıyla önemini yitiren davranışsal akımın yerini bilişsel psikoloji almıştır.
Günümüzde psikolojinin başlangıcı Avrupa'dır.Ancak 19. yüzyıl sonlarında Avrupa'dan Amerika'ya göç eden bilim adamlarının gayretleriyle esas gelişimini Amerika'da yapmıştır.
Bilimsel Yöntemin Özellikleri
A-) Amprik ( deneye bağlı ) bilgi sağlar.
B-) Sistemlidir.
C-) Nesneldir :
Araştırmacı kişisel tercih veya yargılarından yola çıkarak değil objektif bir biçimde ölçtüğü verilerin analizi ile sonuca varır.Kavramları nasıl ölçtüklerini açık bir şekilde anlatır.Bir başka araştırmacı ayrı tanım ve ölçümleri kullanarak sonuçların doğruluğunu test eder..
D-) Sınanabilir, Yanlışlanabilir.
Ampirik bilgi toplamayan test edilemeyen sorular bilimsel sorular değildir.Araştırmacı cevaplarının her zaman yanlışlanabilir olduğunu kanıtlayabilmelidir.Yanlışlanabilme değişik metotlar kullanarak yapılan çalışmalar sonucu olacağı gibi ölçülen olayların değişmesi yoluyla da olabilir.
E-) Genelleştirilebilir
F-) Geçicidir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)